top of page

TANZİMAT DÖNEMİ'NDE TÜRK EDEBİYATI

Tanzimat Edebiyatı, Türk edebiyatında hem fikir hem de üslup bakımından iki belirgin döneme ayrılır:

Birinci Dönem (1860-1876):
Bu dönemde edebiyat, toplumsal faydayı esas alan bir anlayışla şekillenmiştir. Halkın eğitilmesi, modernleşme ve aydınlanma temel hedefler arasında yer almıştır. Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi yazarlar, "vatan", "özgürlük" ve "adalet" gibi kavramları ön plana çıkararak edebiyatı toplumsal bir uyanış aracı olarak kullanmıştır. Roman, gazete ve tiyatro gibi modern türler bu dönemde doğmuş ve gelişmiştir.

İkinci Dönem (1876-1896):
Bu dönemde ise edebiyat, toplumsal sorumluluklardan bireysel duygu ve estetik arayışlarına yönelmiştir. Sanat, halkın eğitilmesi amacından sıyrılarak saf estetik kaygılarla ele alınmıştır. Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem ve Sami Paşazade Sezai gibi yazarlar, bireyin iç dünyasına, yaşamın anlamına ve güzellik anlayışına odaklanmışlar.

Tanzimat I. Dönem Türk Edebiyatı

Dönemin Genel Özellikleri

 

• Tanzimat Dönemi’nde, “sanat toplum içindir” anlayışı edebî üretimin temel ilkesi hâline gelmiştir.

• Divan edebiyatı çeşitli yönlerden eleştirilmiş olmakla birlikte, bu dönemde yazan sanatçılar, söz konusu geleneğin etkisinden bütünüyle sıyrılamamışlardır.

• Hece ölçüsünü kullanma yönünde girişimlerde bulunulmuş, ancak aruz ölçüsü hâlâ baskın ölçü olmaya devam etmiştir.

• Dil sadeleştirilmeye çalışılmış, fakat bu konuda istenilen düzeyde bir başarı elde edilememiştir.

• Batı etkisi, özellikle de Fransız kültürü, dönemin edebiyat anlayışında belirgin şekilde hissedilmiştir.

• Gazetecilik faaliyetleri önem kazanmış; edebî eserlerde sıklıkla hak, adalet ve hürriyet gibi toplumsal temalar işlenmiştir.

• Edebiyat, bu dönemde toplumu eğitici bir araç olarak görülmüş ve bu bakış açısı sanat anlayışına yön vermiştir.

• Batı kültürünün etkisinde şekillenen Tanzimat edebiyatı, edebiyatımıza birçok türün “ilk” örneklerini kazandırmıştır: İlk tiyatro, ilk roman, ilk hikâye, ilk makale, ilk deneme, ilk eleştiri ve ilk eleştiri yazısı bu dönemde ortaya konmuştur.

Dönemin Temsilcileri

İbrahim Şinasi 

 

• İbrahim Şinasi, edebiyat tarihimizde “ilklerin adamı” unvanıyla anılmaktadır.

• Eserlerinde, özellikle klasisizm akımının etkileri belirgin bir şekilde görülmektedir.

• Aruz ölçüsünü kullanarak şiirler kaleme almıştır.

• Roman ve hikâye türlerinde eser vermemiştir.

• Şiirlere başlık koyma geleneğini başlatmış, bu yönüyle şiir estetiğine yapısal bir yenilik kazandırmıştır.

• Edebiyatı, halkı eğitmenin bir aracı olarak görmüş ve bu doğrultuda ürünler vermiştir.

• Kaleme aldığı eserlerde ilk kez “hak, adalet, hürriyet ve akıl” gibi kavramlara yer vererek Tanzimat edebiyatının düşünsel temellerini atmıştır.

İlkleri 

 

İlk noktalama işaretleri.

Şiire ilk kez başlık.

İlk fabl çevirileri.

İlk şiir çevirileri "Tercüme-i Manzume"

Batılı anlamda ilk tiyatro "Şair Evlenmesi"

İlk atasözü ve deyimler sözlüğü "Durub-ı Emsali Osmaniye"

İlk özel gazete "Tercüman-ı Ahval- 1860"

İlk makale örneği "Mukaddime"

• "Müntehebat-ı Eşar"

İkinci özel gazete "Tasvir-i Efkar- 1862"

Namık Kemal 

 

• Namık Kemal, edebî ve düşünsel üretimlerinde “hürriyet, adalet ve hak” gibi kavramlara sıklıkla yer vermiştir.

• Eserlerinde işlediği vatan sevgisi nedeniyle kendisine “Vatan Şairi” unvanı verilmiştir.

• Sanatın toplum için olması gerektiği anlayışını savunmuş; edebiyatı toplumsal dönüşümün aracı olarak görmüştür.

• Osmanlıcılık düşüncesini benimseyerek, bu doğrultuda eserler kaleme almıştır.

• Romantizm akımından etkilenmiş, özellikle bireysel özgürlük ve yurt sevgisi gibi temaları öne çıkarmıştır.

• Şiir ve tiyatro eserlerinde aruz ölçüsünü tercih etmiştir.

• Toplumsal ve siyasal meseleleri ele alan eleştiriler kaleme almış, dönemin çeşitli problemlerine dikkat çekmiştir.

• Divan şiirinin nazım biçimlerini kullanmakla birlikte, bu biçimleri modern düşüncelerle birleştirmeye çalışmıştır.

• Konuşma diline yakın bir üslubu tercih ederek halkla daha güçlü bir iletişim kurmayı hedeflemiştir.

• İçerik açısından yenilikçi, fakat biçim yönüyle geleneksel bir anlayış benimsemiştir.

• Ziya Paşa ile birlikte Londra’da Hürriyet Gazetesi’ni çıkarmış, ayrıca İbret Gazetesi’ni kurmuştur.

• Şinasi’den devraldığı Tasvir-i Efkâr gazetesinde yazarlık ve yöneticilik yapmıştır.

• Encümen-i Şuara topluluğuna üye olmuş, ancak bu çevrenin geleneksel şiir anlayışına zamanla mesafe koymuştur.

• Divan edebiyatını “kocakarı masalları”na benzeterek sert biçimde eleştirmiştir.

• Şinasi ile tanışmadan önce Divan şiirine yakın, tanıştıktan sonra ise Batı şiiri ve düşüncesini savunan bir çizgiye yönelmiştir.

• Şiiri, düşünceleri aktarmada bir araç olarak görmüş; biçimsel kaygılardan ziyade içerik yönünü öne çıkarmıştır.

• Romanı, toplumsal fayda amacıyla kaleme alınması gereken bir tür olarak değerlendirmiş; bu doğrultuda aile yapısı, çocuk eğitimi ve tarih gibi temalara yer vermiştir.

• Tiyatro sanatını “faydalı bir eğlence” olarak nitelendirmiş ve tiyatroda gündelik hayat ile tarihî olayların sahnelenmesi gerektiğini savunmuştur.

​​​

İlkleri  

 

İlk sahnelenen eser: "Vatan Yahut Silistre."

İlk eleştiri kitabı: "Tahrib-i Harabat."

İlk eleştiri yazısı: "Lisanı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir."

İlk edebi roman: "İntibah."

İlk Tarih'i Roman: "Cezmi."

 

Namık Kemal'in şiirleri üç döneme ayrılır:

İlk döneminde, gerek biçim gerekse içerik yönünden geleneksel gazel tarzını benimseyerek klasik anlayışa uygun şiirler kaleme almıştır.

İkinci döneminde, biçimsel olarak klasik şiir geleneğini sürdürmekle birlikte, konu bakımından yenilikçi bir çizgiye yönelmiştir. Bu dönemin dikkat çekici örneklerinden biri "Hürriyet Kasidesi"dir.

Üçüncü döneminde ise, hem biçim hem de içerik açısından tam anlamıyla yenilikçi bir şiir anlayışı benimsemiş; bu bağlamda kaleme aldığı "Vaveyla" adlı şiiri, bu dönemin önemli temsilcilerinden biri olmuştur.

Eserleri  

 

  1. "Cezmi"- ilk tarihi roman.

  2. "İntibah"- ilk edebi roman.

  3. "Vatan Yahut Silistre"- İlk sahnelenen tiyatro.

  4. "Zavallı Çocuk"- Tiyatro

  5. "Gülnihal"- Tiyatro

  6. "Celaleddin Harzemşah"- Tiyatro

  7. "Akif Bey"- Tiyatro

  8. "Kara Bela"- Tiyatro

  9. "Kanije"-Eleştiri

  10. "Lisan-ı Osmaninin Edebiyat-ı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir"- Eleştiri

  11. "Tahrib-i Harabat"- Eleştiri

  12. "Takip"- Eleştiri

  13. "Hürriyet"

  14. "Büyük İslam Tarihi"

  15. "Osmanlı Tarihi"

 

Ahmet Mithat Efendi  

 

• Ahmet Mithat Efendi, kaleme aldığı çok sayıda eser nedeniyle edebiyat çevrelerinde "Yazı Makinesi" unvanıyla anılmıştır.

• Eserlerinde sade bir dil tercih etmiş; Romantizm akımının etkisi altında kalmıştır.

• "Tercümân-ı Hakîkat", Bedir ve Devir adlı gazeteleri yayımlamış; Dağarcık ve Kırk Ambar adlı dergileri çıkarmıştır.

• Romanlarında didaktik üsluba sıklıkla yer verdiği için eserleri, teknik yönden kusurlu olarak değerlendirilmiştir.

• "Felâtun Bey ile Râkım Efendi" adlı romanında, Türk edebiyatında ilk kez "yanlış Batılılaşma" temasını işlemiştir.

• Dönemin diğer Tanzimat yazarları gibi, dilde sadeleşme düşüncesini benimsemiştir.

• Eserlerinde; tarih, polisiye, macera, aşk, cinayet ve cariyelik gibi çeşitli temaları ele almıştır.

• Türk edebiyatının ilk polisiye romanı olarak kabul edilen "Esrâr-ı Cinâyât" ile Türk edebiyatındaki ilk öykü örneği olan "Letâif-i Rivâyât" adlı eserleri kaleme almıştır.

• "Dekadanlar" (Soysuzlar) başlıklı makalesinde, Servet-i Fünun topluluğunu sert bir dille eleştirmiştir.

• Eğitici kimliğiyle tanınmış, halk arasında “Hace-i Evvel” (İlkokul Hocası) olarak da anılmıştır.

• Sanatın toplum için olması gerektiği anlayışını savunmuş; bu doğrultuda eserlerinde halkı eğitme amacını ön planda tutmuştur.

Eserleri 

 

  1. "Eflatun Bey ile Rakım Efendi"

  2. "Obur"

  3. "Hasan Mellah"

  4. "Hüseyin Fellah"

  5. "Dünyaya İkinci Geliş"

  6. "Avrupa'da Bir Cevelan"

  7. "Yeniçeriler"

  8. "Esrar-ı Cinayat"

  9. "Paris'te Bir Türk"

  10. "Yeryüzünde Bir Melek"

 

Şemsettin Sami 

 

• Şemsettin Sami, özellikle Molière'den yaptığı tiyatro çevirileriyle tanınmış bir edebiyatçıdır.

• Türk edebiyatında ilk yerli roman kabul edilen "Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat" adlı eserin yazarıdır.

• Ahmet Mithat Efendi gibi, eserlerinde Romantizm akımının etkileri görülür.

• Tanzimat döneminin diğer sanatçıları gibi, dilde sadeleşme doğrultusunda çaba göstermiştir.

• Aile ve Hafta adlı iki dergi çıkararak dergicilik faaliyetlerinde bulunmuştur.

• Dil, sözlük ve ansiklopedi alanlarında yaptığı öncü çalışmalarla tanınmıştır.

• Romanlarında, okura bilgi verme amacıyla yaptığı açıklamalar nedeniyle eserleri teknik bakımdan yetersiz olarak değerlendirilmiştir.

• "Kutadgu Bilig", "Sefiller", "Orhun Abideleri" ve "Robinson Crusoe" gibi birçok önemli eseri Türkçeye kazandırmış; bu yönüyle usta bir çevirmen olarak anılmıştır.

• Sabah ve Tercümân-ı Şark gazeteleri aracılığıyla gazeteciliğe katkı sunmuştur.

• Sanatın toplum yararına hizmet etmesi gerektiği anlayışını benimseyerek eserlerini bu doğrultuda kaleme almıştır.

Eserleri 

 

  1. "Taaşşuk-ı Talat-ı Fitnat"

  2. "Seyyid Yahya"

  3. "Gave"

  4. "Besa"

  5. "Kamus-ı Türkî"

  6. "Kamus-ı Arabî"

  7. "Kamus-ı Fransevî"

  8. "Kamusu’l Âlam"

Ahmet Vefik Paşa 

 

• Ahmet Vefik Paşa, Türkçülük akımının öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir.

• Dil, tarih ve halkbilimi (folklor) alanlarında önemli ve öncü nitelikte çalışmalar yapmıştır.

• Anadolu Türkçesine ait sözcükleri ilk kez sistemli biçimde derleyen kişi olmuştur.

• Yapmış olduğu çevirilerde, halk dili, yerel ağızlar ve söyleyiş biçimlerine yönelmiştir.

• Türk edebiyatında, Molière’den yapılan ilk uyarlama ve çeviri örneklerini kaleme almıştır.

• Edebî anlayışı bakımından Klasisizm akımının etkisinde kalmıştır.

• Tiyatro sanatına büyük önem vermiş; bu doğrultuda Bursa'da ilk tiyatro binasını inşa ettirmiştir.

• Sanat anlayışı, “sanat toplum içindir” görüşüne dayanmaktadır.

 

Eserleri  

 

  1. "Bilgiç Kadınlar"

  2. "Tartüffe"

  3. "Kadınlar Mektebi"

  4. "Kocalar Mektebi"

  5. "Zoraki Tabip"

  6. "Zor Nikah"

  7. "Şecere-i Türk"

  8. "Lehçe-i Osmanî"

 

Direktör Ali Bey  

 

• Direktör Ali Bey, özellikle tiyatro ve mizah alanındaki çalışmalarıyla tanınmış önemli bir Tanzimat sanatçısıdır.

• Edebî anlayışında Klasisizm akımının etkisi belirgindir.

• Eserlerinde sade ve anlaşılır bir dil tercih etmiştir.

• Türk edebiyatının ilk mizahî sözlüğü olarak kabul edilen Lehçetü’l-Hakayık adlı eserini kaleme almıştır.

• Batılı anlamda yazılmış ilk günlük örneği olan Seyahat Jurnali adlı eser de ona aittir.

• Diyojen adlı mizah dergisinde yayımladığı yazılarla tanınmış ve bu alandaki ününü pekiştirmiştir.

• Molière’den çeşitli tiyatro uyarlamaları yapmış; bu yönüyle Ahmet Vefik Paşa’yı örnek almış, ancak ondan daha sade bir dil kullanmıştır.

• Sanat anlayışında, “sanat toplum içindir” ilkesi temel alınmıştır.

Eserleri 

 

  1. "Ayyar Hamza"

  2. "Kokonalar Yatıyor"

  3. "Misafir-i İstiklal"

  4. "Gedik Paşa Tiyatrosu"

Ziya Paşa 

 

• Ziya Paşa, öğretici (didaktik) şiirin önemli temsilcilerinden biri olarak tanınmış ve “Halk Filozofu” unvanıyla anılmıştır.

• Eserlerinde insan, yaşam ve kâinat gibi metafizik temalara yer vermiştir.

• Özdeyiş (vecize) niteliği taşıyan ifadeleriyle edebiyat çevrelerinde büyük ün kazanmıştır.

• “İkilemler Şairi” olarak tanımlanmasının sebebi, eski ile yeni arasında kalmış olmasıdır. Şiir ve İnşa adlı makalesinde halk şiirini, Harabat adlı eserinde ise Divan şiirini savunması bu durumu yansıtır.

• Düşünsel anlamda yenilikçi bir duruş sergilese de, edebî üslubunda geleneğe bağlı kalmıştır.

• Her ne kadar dilde sadeleşmeyi savunsa da, eserlerinde ağır ve sanatlı bir dil kullanmış; aruz ölçüsünü tercih etmiştir.

• Edebi anlayışı; Divan edebiyatı, mahallileşme eğilimleri, Batılı etkiler ve âşık tarzı şiir gelenekleri arasında şekillenmiştir.

• Hiciv alanında gösterdiği ustalıkla da tanınmış ve bu türde kaleme aldığı eserleriyle edebiyat tarihinde önemli bir yer edinmiştir.

• Namık Kemal ile birlikte Londra’da yayımlanan Hürriyet Kasidesi, dönemin siyasal ve edebî atmosferini yansıtan dikkat çekici bir çalışmadır.

• Anahtar kavram: Hikemî ve hakimane şiir geleneğinin Tanzimat’taki öncüsü konumundadır.

Eserleri 

  1. "Terci-î Bent"

  2. "Terkib-î Bent"

  3. "Eş'ar-ı Ziya"

  4. "Zafername"

  5. "Harabat"

  6. "Defter-i Âmal"

  7. "Rüya"

  8. "Şiir ve İnşa"

Mizancı Mehmet Murad 

 

Mizancı Mehmet Murad, Mizan gazetesinin sahibi olduğu için "Mizancı" unvanıyla anıldı.

Turfanda mı Yoksa Turfa mı? adlı eseriyle geniş bir ün kazandı.

Eserleri  

1. "Turfanda mı yoksa Turfa mı?"

Tanzimat II. Dönemi Türk Edebiyatı

Dönemin Genel Özellikleri

 

• Bu dönemde "sanat, sanat içindir" anlayışı edebî çevrelerde baskın hâle gelmiştir.

• Sanatçılar, sade dil yerine söz sanatlarıyla bezenmiş ağır ve süslü bir dili tercih etmişlerdir.

• Şiirin konu yelpazesi genişlemiş; aşk, ölüm, felsefî düşünceler ve karamsarlık gibi temalar öne çıkmıştır.

• Roman türü teknik açıdan gelişmiş, yazarlar eserlerinde okuyucuya doğrudan bilgi vermekten kaçınmışlardır.

• Divan edebiyatının etkisi belirgin biçimde azalmıştır.

• Hece ölçüsünün yerine aruz ölçüsü yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

 

İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Sanatçıları

 

Recaizade Mahmut Ekrem 

 

• Edebî yeniliklerin öncüsü olması dolayısıyla "teorisyen" olarak anılmıştır.

• Dönemin edebiyat çevrelerinde "üstat" unvanıyla tanınmıştır.

• Şairin anlayışına göre, estetik olan her unsur şiirin konusu olabilir.

• Fikir, his ve hayal, şiirin temel öğeleri olarak üç güzellik şeklinde kabul edilmiştir.

• Divan şiirinin nazım biçimlerine bağlı kalmış, biçimsel açıdan bu geleneğin sınırlarını aşmamıştır.

• "Kulak için kafiye" anlayışını benimseyerek bu doğrultudaki görüş ayrılığı nedeniyle Muallim Naci ile edebî bir tartışma yaşamıştır.

• Aşk, doğa ve ölüm şiirlerinde en çok işlediği temel temalar arasında yer almıştır.

• Şiirlerinde romantizm, roman ve öykülerinde ise realizm akımının etkileri belirgin şekilde görülmektedir.

• Aruz ölçüsünü kullanmış; sanat anlayışında ise "sanat, sanat içindir" ilkesini benimsemiştir.

İlkleri 

İlk realist roman: "Araba Sevdası"

İlk romantik dram: "Afife Anjenik"

Romandan tiyatroya ilk uyarlama: "Atala: Amerika vahşileri / Chateaubriand'dan uyarlama"

Eserleri  

 

  1. "Şemsa"

  2. "Nağme-i Seher"

  3. "Atala" tiyatro

  4. "Araba Sevdası"

  5. "Nijad Ekrem"

  6. "Yadigar-ı Şebap"

  7. "Zemzeme /eleştiri"

  8. "Muhsin Bey"

  9. "Talim-i Edebiyat"

  10. "Çok Bilen Çok Yanılır"

  11. "Afife Anjelik" / tiyatro 

  12. "Vuslat" tiyatro 

  13. "Takdir-i Elhan" eleştiri 

Abdülhak Hamit Tarhan

• Edebiyat tarihinde kendisine “Şair-i Azam”, “Tezatlar Şairi”, “Divan edebiyatını sona erdiren şair” ve “şiire metafizik ürperti kazandıran şair” gibi unvanlar verilmiştir.

• Tanzimat döneminde Batılılaşma hareketinin esas öncüsü olarak kabul edilmiştir.

• Tabiat ve aşk, şiirlerinde en yoğun şekilde işlenen temel temalardır.

• Şiirlerinde ölçü, dil ve uyağa bağlılık göstermemiş; bu unsurları ikinci planda tutmuştur.

• Felsefî nitelikli şiirler kaleme almış; bireyin iç dünyasını ve varoluşsal meseleleri işlemiştir.

• Eserlerinin dili bakımından çeşitlilik arz eder; bazı yapıtlarını oldukça ağır, bazılarını ise oldukça sade bir dille yazmıştır.

• Şiir ve tiyatro dışında başka türlerde eser vermemiştir.

• Kaleme aldığı 21 tiyatro eserinin bir kısmı manzum, bir kısmı mensur, bazıları ise karma (manzum-mensur) yapıdadır.

• Eserlerinde bireysel yaşam, tarihsel olaylar, günlük hayat ve yabancı toplumların yaşayış biçimleri gibi çeşitli temalara yer vermiştir.

• Türk edebiyatında egzotik tiyatro türünün ilk örneklerini vermiştir.

• Romantizm akımından etkilenmiş, şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır.

• Tiyatro eserlerini sahne için değil, okunmak üzere kaleme almıştır. Yazdığı tüm tiyatrolar dram türünde olup içerik bakımından ciddi, düşünsel yoğunluk taşır.

• Shakespeare, Corneille ve Victor Hugo gibi Batılı sanatçılardan etkilenmiştir.

 

İlkleri 

 

İlk pastoral şiir: "Sahra"

Türk edebiyatında hece ile yazılmış ilk tiyatro: "Nesteren" 

Türk edebiyatında aruz ile yazılmış ilk tiyatro: "Eşber"

Türk edebiyatında ilk uyaksız ve duraksız şiir: "Validem" 

 

Eserleri  

 

  1. "Sahra" / şiir 

  2. "Makber" / şiir 

  3. "Ölü" / şiir 

  4. "Nesteren" / tiyatro 

  5. "Eşber" / tiyatro 

  6. "İçli Kız" / tiyatro 

  7. "Finten" / tiyatro 

  8. "Maceray-ı Aşk" / tiyatro 

  9. "Tayflar Geçidi" / tiyatro 

  10. "Sabr-u Sebat" / tiyatro 

  11. "Duhter-i Hindu" / tiyatro 

  12. "Belde" / şiir

  13. "Validem" / şiir 

  14. "Tezer" / şiir 

  15. "Hacle" / şiir 

Sami Paşazade Sezai 

 

• Romancılığı realizm anlayışıyla bütünleştiren sanatçı olarak edebiyat tarihinde önemli bir konuma sahiptir.

• Hikâye kurgusu, roman tekniğine kıyasla edebiyat çevrelerince daha başarılı bulunmuştur.

• Eserlerinin tasvir kısımlarında ağır, konuşma bölümlerinde ise sade ve doğal bir dil tercih etmiştir.

• Batılı anlamda Türk edebiyatının ilk öykü örneği kabul edilen Küçük Şeyler adlı eseriyle tanınmıştır.

• Gerçeğe ve gözleme büyük önem vermiş, eserlerini bu ilkeye bağlı kalarak kaleme almıştır.

• Anlatımında konuşma dili ağırlık kazanmış, edebî anlayışında ise “sanat, sanat içindir” görüşü etkili olmuştur.

Eserleri 

 

  1. "Küçük Şeyler"

  2. "Rumuzü'l Edep"

  3. "İclal"

  4. "Şiir"

  5. "Sergüzeşt" (Romantizmden realizme geçiş örneği)

Nabizade Nazım 

 

• Roman ve hikâye türlerindeki başarılı eserleriyle edebiyat dünyasında tanınmıştır.

• Konularını İstanbul merkezli bakış açısının dışına taşıyarak, edebiyatımızda ilk köy romanını kaleme alan sanatçı olarak kabul edilir.

• Eserlerinde realizm ve natüralizm akımlarının etkileri belirgin biçimde hissedilir.

• Türk edebiyatında köy ve köy yaşamını ele alan ilk roman olan Karabibik’in yazarıdır.

• Dil anlayışında sadelik ve açıklık esastır; eserlerinde anlaşılır bir üslup benimsemiştir.

• Natüralist romanın, tezli romanın ve psikolojik roman denemelerinin ilk örneği kabul edilen Zehra adlı eseriyle türün gelişimine öncülük etmiştir.

• Sanat anlayışı olarak “sanat, sanat içindir” ilkesini benimsemiştir.

 

Eserleri 

 

  1. "Zehra"- roman 

  2. "Karabibik"- roman

 

Muallim Naci  

 

• Yalnızlık, karamsarlık, gurbet, tabiat sevgisi ve millî duygular gibi temaları şiirlerinde sıklıkla işlemiştir.

• Tanzimat döneminin en sade ve anlaşılır düzyazı örneklerini kaleme almıştır.

• Halk edebiyatı nazım şekillerinden yararlanarak geleneksel unsurları şiirinde yaşatmıştır.

• Edebiyat kamuoyunda “eski şiirin temsilcisi” olarak tanınmıştır.

• Kafiye konusunda “kafiye göz içindir” görüşünü savunmuş; bu bağlamda “Abes-Muktebes Tartışması”nın tarafı olmuştur.

• Şiirlerinde aruz ölçüsünü tercih etmiştir.

• Dil anlayışı olarak sade, açık ve yalın bir Türkçeyi benimsemiştir.

• Türk şiirinde köy temalı ilk örneklerden biri olan Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri kaleme almıştır.

• Sanat anlayışında “sanat sanat içindir” ilkesine bağlı kalmıştır.

Eserleri  

 

  1. "Demdeme"- eleştiri 

  2. "Yazmış Bulundum"- eleştiri 

  3. "Ateşpare"- şiir 

  4. "Şerare"- şiir 

  5. "Köylü Kızların Şarkısı"- şiir 

  6. "Sümbüle"- şiir 

  7. "Füruzan"- şiir

  8. "Yadigar-ı Naci"- şiir 

  9. "Ömer'in Çocukluğu"- Anı 

bottom of page