FECRÎ ÂTİ DÖNEMİ
II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte II. Abdülhamid döneminde faaliyetlerini yeraltında sürdüren mecmua ve gazeteler yer yüzüne çıkar. Gerek bu mecmua ve gazetelerde tefrika edilen, gerekse kitap olarak yayınlanan edebi eserler gündelik, ucuz siyasi ve toplumsal konuları tem edinir. İşte Fecr-i Ati Encümeni bu ortamda kurularak edebiyatın belirli bir üst düzey duyuş ve düşünüş estetiği olduğunu hatırlatır. Fecr-i Ati şair ve yazarları başlangıçta II. Abdülhamid aleyhtarı İttihad ve Terakki Fırkası sempatizanıdır. Lakin encümen üyesi Ahmet Samim’in öldürülüşü Fecr-i Ati ile İttihad ve Terakki Fırkası’nın arasını açar. Fecr-i Ati de edebiyatta yeniliği savunduğundan II. Meşrutiyet yıllarında çeşitli grupların hedefi haline gelir. Fecr-i Ati ediplerinin toplandıkları Hilal Gazetesi baskına uğrar. Hâlbuki onlar dönemin siyasi karışıklığından daima uzak kalmaya çalışır. Fecr-i Ati Encümeni, bünyesine topladığı yirmi dört şair ve yazarıyla neredeyse II. Meşrutiyet dönemi edebiyatını tek başına temsil eder. Bu yazar ve şairler daha sonra Millî Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının önemli isimleri olur. (Şen, C. (2008). FECR-İ ÂTÎ ENCÜMEN-İ EDEBÎSİ. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1), 79-93. https://doi.org/10.12780/UUSBD7)
Mektepte san’at-ı ilâhinin etrafında heyecan-ı aşk ile toplanmış birkaç arkadaştık. Ahmet Haşim, Refik Halid, Hamdullah Suphi, Emin Bülend ve Tahsin Nahid bu zümrede bulunuyorlardı. Birbirimizin yazılarını okur, bazen mübalağalı metheder ve ekseriye yine mübalağalı tenkit ederdik.
Dönemin Genel Özellikleri
• Fecrî Âti topluluğu, Servetifünun Edebiyatı’na bir tepki olarak edebiyat sahnesine çıkmıştır.
• Edebiyat-ı Cedide sanatçılarını, yeterince Batılılaşamamakla eleştirerek kendilerini bu anlayışın ötesinde konumlandırmaya çalışmışlardır; ancak edebî anlamda Servetifünun’un çizdiği sınırların ötesine geçememişlerdir.
• Dönemin edebî anlayışında, “Sanat, sanat içindir” ve “Sanat, şahsî ve muhteremdir” ilkeleri temel alınmıştır.
• “Fecrî Âti”, “geleceğin aydınlığı” anlamına gelmektedir.
• Topluluğun dil anlayışı, ağır, süslü ve sanatlı bir üsluba dayanır.
• Hece ölçüsünü “köylü vezni” olarak nitelendirip küçümsemiş, bunun yerine aruz ölçüsünü tercih etmişlerdir.
• Batı edebiyatı, özellikle de Fransız edebiyatı yoğun biçimde etkili olmuştur; bu da Batı'yı taklit eğilimlerini artırmıştır.
• Kısa ömürlü bir topluluk olan Fecrî Âti, 1909 yılında kurulmuş, ancak 1911 yılında dağılarak edebiyat sahnesinden çekilmiştir.
Dönemin Temsilcileri
Ahmet Haşim
• “Akşam şairi” unvanıyla anılan sanatçı, şiirlerinde akşam, şafak, karanlık, mehtap, gurup, gece, yıldızlar ve ormanlar gibi imgeleri sıklıkla kullanmıştır.
• Sanat anlayışında “Sanat, sanat içindir” ilkesi belirgin bir şekilde yer edinmiştir.
• Şiirlerinde, dış dünyanın gözlemlerinin bireyin iç dünyasındaki izlenimlerine dönüşmesi esas alınmıştır.
• Parlak zekâsı ve kendine özgü imgeleriyle, edebiyatımızda orijinal bir şair olarak öne çıkmıştır.
• “Hayâl-i Aşkım” adlı şiiri, kaleme aldığı ilk şiiridir.
• Düz yazılarında sade, açık ve anlaşılır bir dil tercih etmiştir.
• Şiirlerinde serbest müstezat biçimine de yer vermiştir.
• “Piyale” adlı şiir kitabının ön sözü olan “Şiir Hakkında Bazı Mülâhazalar”, şairin poetikasını yansıtan önemli bir metindir. (Bu önsöz, geçmiş yıllarda ÖSYM tarafından soru olarak da değerlendirilmiştir.)
• Eserlerinde, özellikle Sembolizm ve Empresyonizm (İzlenimcilik) akımlarının etkileri açık biçimde gözlemlenir.
Eserleri
-
"Merdiven" - şiir
-
"Piyale" - şiir
-
"O Belde" - şiir
-
"Göl Saatleri" - şiir
-
"Gurabahane-i Laklakhan" - deneme
-
"Frankfurt Seyahatnamesi" - gezi
Bu Dönemin Diğer Sanatçıları:
-
Fazıl Ahmet Aykaç, İzzet Melih Devrim,
-
Cemil Süleyman, Şahabettin Süleyman,
-
Emin Bülent Serdaroğlu, Tahsin Nahit,
-
Bu sanatçıların dili de ağır ve karmaşıktır.