top of page

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI DÖNEMİ

Dönemin Umumi Özellikleri

Başlangıcı bilinmeyen bir zamandan 11. Yüzyıla kadar süren bir dönemi kapsar. Bu zaman diliminde Orta Asya'da yaşayan Türk boyları, birçok devlet kurmuş ve farklı inanç sistemlerinin etkisinde kalarak edebiyat ürünlerini oluşturmuşlardır. Türkler, İslamiyet'in kabulünden önce birçok dini kabul etmiş bu dinlerin yoğun etkisiyle yazılı ve sözlü edebiyat gelenekleri meydana getirmiştir (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, 465).​​​​​​​​​​​​​

​​​Bu dönemde edebî eserlerin içeriği üzerinde doğrudan etkili olan din ve inanışlar şunlardır:

Şamanizm: Şamanizm'e göre bireyi ve toplumu, kötü ruhların etki ve eylemlerinden koruyan, hastalıkları iyi edebilen, Gök Tnarı'yla ve Erlik adlı yer altında yaşayan kötülük ruhuyla görüşüp anlaşabilen, ata ruhları ve Tanrı'nın verdiği yeteneklerle olağanüstü özelliklere sahip olduğuna inanılan kişiye "Şaman" denir ve şaman, dinî bir lider görünümündedir. Kadının üstün cins, erkeğin ise ikinci planda kaldığı bu grupların dinî, siyasi ve ruhani liderleri Türkçe "Kam" adı verilen bu kadın şamanlardır. "Ak Ana"  da dedikleri, Umay Tanrıça'ya kâinatın yaratıcısı olarak inanıyorlardı. Bu unsur eski Türk inanç sisteminin esasını teşkil etmiştir. Bu sisteme göre kutsa kabul edilen cisim ve varlıklar etrafında tapınma amaçlı oluşan kültler oluşmuştur. Bu kültlerden bazıları "Atalar, Su, Dağ, Ağaç, Orman, Ay, Güneş, Bozkurt, Kartal, Ateş" kültüdür (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, s. 465).   

Maniheizm: Mani adlı bir kişinin üçüncü yüzyılda Mezopotamya'da kendi adıyla kurmuş olduğu dindir. Bu din iki prensin iyi-kötü, karanlık-aydınlık üzerine kurulmuştur. Uygurlar, bu dini Bögü Kağan zamanında 762 yılında resmî devlet dini olarak kabul etmiştir (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, s. 465).

Budizm: Bu din yaklaşık 2500 yıl önce Bu da olarak bilinen Prens Siddhartha Gautama tarafından kurulmuştur. En önemli unsuru olan tenasüh (ruh göçü) gereğince canlılar Nirvana (sonsuz mutluluk)'ya ulaşıncaya kadar, öldükten sonra değişik bedenlerde birçok kez dünyaya gelirler. Bu din ilk olarak Karluk Türkleri arasında yayılmaya başlamıştır (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, s. 465).

Musevilik: Hz. Musa ve Tevrat'a dayanan bu din, Türkler arasında MS 8-9. yüzyıllarda bir Türk devleti olan Hazar İmparatorluğu'nda özellikle yönetici kesim tarafından kabul görmüştür. Musevi Türklerin İbrani harfleriyle Türkçe yazılmış zengin bir edebiyat geleneği vardır (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, s. 465).

Hristiyanlık: Bu din, Türkler arasında MS 4. yüzyılda görülmeye başlamıştır. MS 11-12. yüzyıllarda Hristiyan Türk cemaatler oluşmuş fakat bu dine mensup olanlar bir müddet sonra Budizm'i ve İslamiyet'i kabul etmiştir (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, s. 465).   

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Dönemi, Sözlü Dönem ve Yazılı Dönem olmak üzere ikiye ayrılır:

1. Sözlü Dönem'de "Koşuk, Sagu, Sav, Destan" gibi türler;

2. Yazılı Dönem'de  "Orhun Abideleri ve Uygur metinleri" mevcut.

​​​​​​​​​​​​​​​​​

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI DÖNEMİ

1. Sözlü Edebiyat Dönemi (Destan Dönemi) / (... - 8. Yüzyıl)

Türk edebiyatının ilk yaratıcıları olan "kam"ların (şamanların), toplumsal iş bölümünün gelişmesiyle ortaya çıkan "ozan"lar ve "baksı"ların oluşturduğu sözlü edebiyat geleneği, "Ozan- Baksı Edebiyat Geleneği" olarak da adlandırılmaktadır.

Bu dönem, Trüklerin yazıyı henüz kullanmadıkları dönemde oluşmuş bir edebiyattır. Dönemde şiirle ilgili verilen ürünlerin yanı sıra olağanüstü olayları anlatan destanlar da dönemin önemli ürünleridir.

Bu dönemde toplulukların dinî ayinlerine liderlik yapan "kam"lar; hasta olanların iyileştirilmesi, ava çıkanların avlarının bereketli olması ve büyü yapmak başta olmak üzere pek çok toplumsal görevi üstlenmiştir. Kamların olağanüstü güçlerle iletişime geçme yeteneklerine inanılması ve bu esnada şiir şeklinde söyledikleri "alkışlar" (dualar) da en eski sözlü edebiyat türlerimiz olarak kabul edilir.

"Ozan"lar, kamlar gibi gördüğü rüyalara bağlı olarak çaldığı kopuzla müzik eşliğinde doğaçlama şiir söyleme veya şairlik yeteneğine kavuştuğuna inanılan kişidir. Kamlar kadar olmasa da tanrısal bir güce sahip olduklarına inanılan ozanlara, yarı kam veya ermiş kişi gözüyle bakıyorlardı. Bundan dolayı düğünlerde, savaşlarda, şölenlerde ozanlar etken durumdaydı.

Türklerin Maniheizimi ve Budizmi kabul etmeleriyle Türk kültür yapısı içinde kamlık ve ozanlık kurumlarını kendi düşünceleri doğrultusunda karıştırarak oluşturdukları yeni diğer bir yapı ise "baksı"lıktır. Baksılar da kamlar gibi olağanüstü güçlerle iletişim kurabilen, ozanlar gibi kahramanlara dair destanlar söyleyebilen kişilerdi. Baksı kavramı farklı Türk topluluklarında "bahşı", "bakşı", "bağşı" şekillerinde telaffuz edilmiştir (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, 465).

​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

Özetle

-Bu dönem ürünleri din törenlerinde doğmuş, din dışı törenlerde gelişmiştir.

-Şiir söyleyenlere "ozan", "kam", "baksı", "şaman" gibi adlar verilmiştir.

-Şiirler yabancı etkilerden uzak yalın bir dille oluşturulmuştur.

-Şiirlerde nazım birimi dörtlüktür. Uyak düzeni (abab/ cccb/ dddb...) biçimindedir. En çok yarım uyak kullanılmıştır.

-Şiir, genelde dinle iç içedir. Zamanla dinden ayrılmış, "kopuz" eşliğinde söylenmiştir.

-Şiirler "sığır" (sığır avının bereketli olması için ava çıkmadan önce yapılan bir törendir.), -"şölen" (Şeylan adıyla da anılan kurban törenleridir. Dinî içerikli bir törendir.) gibi törenlerde söylenmiştir (Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2023, 465).​​​​​​​​​​​

Maddeler Hâlinde Dönemin Genel Özellikleri

-Sözlü olarak gelişme göstermiştir.

-Anonim (Halkın ortak malı) ürünlerinden oluşur.

-Avcı ve göçebe toplumun dinsel törenlerinden doğmuştur.

-Nazım birimi dörtlüktür. Ölçü olarak ise hece ölçüsüdür.

-Uyak düzeni "aaab- cccb- dddb..." şeklindedir.

-Irka özgü (Kavmî, millî) konular işlenmiştir çoğunlukla.

-Bozkır kültürünün etkisinde gelişmiştir.

-Dil, yabancı etkilerden uzaktır.

-"Şaman, Kam, Baksı, Ozan, Oyun" adı verilen sanatçılar tarafından müzik eşliğinde kopuz adı verilen sazla şiir söylenirdi.

-Destan, sav, şiir gibi ürünler ortaya çıkmıştır.

-Sözlü döneme ait metinler oldukça sınırlı düzeydedir. Bunun en önemli nedeni, metinlerin yazıya geçirilmemiş olmasıdır. Bu döneme ait metinlere Türklerle bir şekilde ilişki içinde olan milletlerin (Çin, Avrupa ve İran) kaynaklarında; tarih boyunca farklı zamanlarda araştırmacılar tarafından yapılan derlemelerde (Divan-ı Lügati't Türk); Türk toplumu hafızasında yaşayan ürünlerin derlenip yazıya geçirilmesiyle elde edilen metinlerde rastlamaktayız.

Nazım biçim ve türlerinin evrimsel süreci:

Kosuk→ Koşma→ Gazel

   

Sagu→ Ağıt→ Mersiye

   

Sav→ Atasözü→ Darb-ı Mesel

   

Destan→ Halk Hikâyesi→ Mesnevi→ Roman

​​​​​​​​​​

2. Yazılı Edebiyat Dönemi (8-11.yüzyıl)

-Türklerin en eski yazılı eserleri 6. yüzyıla ait olan Yenisey Yazıtları'dır ancak okunamadığı için belge niteliği taşımazlar. Bu nedenle Türk tarihi ve edebiyatının ilk yazılı ürünleri Göktürk Yazıtları'dır.

-Bu dönemde şiirlerde dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsü kullanıldı.

-Göktürkçe ile ortaya konan eserlerde dil, yabancı etkilerden uzaktır. Uygurca eserlerde ise yabancı etkiler görülür.

-"Bağımsızlık, yurt ve millet sevgisi, komşularla olan ilişkiler vb." konular işlenmiştir ya da anlatılmıştır.

-Eserlerin anlatımında içtenlik ve açıklık vardır. Dolambaçlı yollardan uzak durulmuştur.

-Bu dönemde ürünler Göktürkçe ve Uygurca olarak verildi.

-Hem halk diline dayalı bir anlatım (Tonyukuk anıtı) hem de sanatlı bir söylev diliyle yapılan anlatım (Kültigin ve Bilge Kağan anıtları) kullanıldı.

-Bu dönemde ürünler içerik olarak hem dinî hem de din dışı olarak verildi.

-Kimi atasözleri ve destanlar bu dönemde yazıya geçirildi. Buna örnek teşkil eden eser: Oğuz Kağan Destanı

Orhun Abideleri 

Tonyukuk Yazıtı: Tonyukuk dönemin veziridir.

Kül Tigin Yazıtı: Kül Tigin dönemin hükümdarıdır.

Bilge Kağan Yazıtı: Bilge Kağan da Kül Tigin gibi dönemin hükümdarıdır.

Uygur Metinleri

Irk Bitig (Fal Kitabı):  

Tahminen 930 yılında ve Köktürk harfleriyle kaleme alınmış olan Irk Bitig'in (Fal Kitabı) içinde dine ait unsurlar bulunmakla beraber dinî bir eser değildir; bir fal kitabıdır.

Bu eser Maniheist Uygurlar'a aittir. 

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın):  

Sekiz bilgi, sekiz tomar anlamlarına gelmektedir. Eserde beş duyu organının anlamı ve görevleri Budist bir yaklaşımla verilmiş ve bazı manevi bilgiler anlatılmıştır.

​Altun Yaruk (Altın Işık):

10. yüzyılın ilk yarısında yazıldığı tahmin edilen eser, 17. yüzyılda bulunmuştur. Birkaç nüshası bulunan ve oldukça hacimli olan bu eser, Budizm’in esaslarını, felsefesini ve Buda’nın menkıbelerini anlatan dini bir eserdir. 

   

Kalyanam Kara ve Papamkara:

Uygurlar döneminin en tanınmış öykülerinden biridir.

Kansu vilayetindeki Bin Buda mabetlerinde bulunan bu eserde, iyi yürekli bir şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerine engel olmak üzere çok değerli bir mücevheri ele geçirmek için çıktığı maceralı yolculuk anlatılır.

Sözlü Edebiyat Dönemi

Bu dönemde bilinmesi gereken bazı terim ve kavramlar vardır. Bunları bilmekte fayda vardır. Sınavda sorulma ihtimalleri de vardır.

   

Sığır

   

Ezgiler ve oyunlar eşliğinde topluca çıkılan, dinsel nitelikli sürek avlarıdır.

   

Şölen

   

Diğer bir adıyla "Toy" olan şölenler, sevinç ve mutluluk verici olayları kutlamak için düzenlenen oyunlu ve ezgili törenlerdir.

Kutsal sığırın yılın belli döneminde kurban edilerek hep birlikte etinin yendiği ziyafetler de vardır bu dönemde.

   

Yuğ

   

Sevilen ve sayılan kişilerin ölümünden sonra düzenlenen Cenaze, (Yas) törenleridir.

   

Kopuz

   

Günümüz bağlamasının atası olan bir müzik aletidir. Kopuz halk edebiyatında "Bağlama" daha sonraları "Ud" ve son olarak günümüzde "Gitar" olarak adlandırılır.

   

Şaman

   

-Baksı, kam, ozan, oyun gibi adları da vardır.

-Şamanlar çok yönlü kişiliklerdir. Yaşadığı dönemin din adamı, hakimlik, şairlik, büyücülük, müzisyenlik gibi yönleri vardır.

-Şamanlar kopuzla şiir söyler.

İslamiyet Öncesi Türk Şiiri

-Sığır, şölen, toy, yuğ adı verilen törenlerden doğmuştur.

-"Şaman, Kam, Baksı, Ozan, Oyun" adı verilen sanatçılarca seslendirilmiştir eserler.

-Kopuz eşliğinde dile getirilmiştir.

-Nazım birimi dörtlüktür.

-Hece ölçüsü kullanılmıştır.

-Koşuk ve sagu biçimleri ortaya çıkmıştır.

-Eserlerde daha çok yarım uyak ve redif tercih edilmiştir.

-Doğa, aşk, kahramanlık, at sevgisi ve ölüm en çok işlenen temalardır. 

Dönemin Nazım Biçimleri

Koşuk

-En eski nazım biçimidir.

-Sığır, şölen (Toy) gibi törenlerde kopuzla söylenen, çoğunlukla aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen şiirlerdir.

-Koşuklar anonimdir. İslamiyet'ten sonra "Koşma" adını almıştır.

-Dil sade ve millî karakterlidir.

-Nazım birimi Dörtlük.

-Genellikle 7'li, 8'li veya 11'li hece ölçüsü kullanılır.

-Uyak düzeni "aaab-cccb-dddb" veya "abab-abcb" şeklindedir.

-Lirik bir söylem şiire hâkimdir.

-Halk edebiyatındaki karşılığı, "Koşma"dır.

-Divan edebiyatındaki karşılığı, "Gazel"dir.

-Bu nazım biçimi ilk defa Kaşgarlı Mahmut tarafından "Divan-ı Lügati't-Türk"te yazıya geçirildi.

Sagu

-Yuğ adı verilen, cenaze törenlerinde kopuz eşliğinde söylenen ve ölen kişinin faziletinden, ölümünden duyulan üzüntüden    söz eden şiirlerdir.

-Sagu anonim'dir.

-Dörtlük nazım birimi kullanılır şiirlerde.

-Çoğunlukla 7'li hece ölçüsü kullanılır.

-Dil sade ve millî karakterlidir.

-Uyak düzeni koşukla aynıdır.

-Ölen kişinin cesareti, yiğitliği ve fazileti anlatılır.

-Halk şiirindeki karşılığı ağıt.

-Divan şiirindeki karşılığı ise mersiye.

Sav

   

-Koşma ve özlü sözler olan savlar; Türklerin dünyaya bakışını, geleneklerini ve inançlarını ortaya koyar.

-Bazı savlar şiir şeklinde ve kafiyelidir.

   

Örnekler

   

Arpasız at koşmaz, arkasız yiğit orduyu bozmaz.

Aç ne yemez, tok ne demez.

   

Destan

   

Bir ulusun hayatını yakından ilgilendiren savaş, göç ve kıtlık gibi tarih- toplum olaylarını anlatan uzun şiirlerdir.

İslamiye öncesi Türk destanlarında şu motifler kullanılmıştır:

-Kurt (Bozkurt)

-Ağaç

-Işık

-At

-Mağara

-Yada Taşı/ Dağ

-Demir

-Kutsal su

-Rüya

-Hızır

-Geyik

-Kırklar

-Ok ve yay

   

-İlk oluşumları şiir şeklindedir.

-Biçim bakımından koşuğa benzer.

-Dörtlük sayısı sınırsızdır.

-Eserlerde genellikle 11'li hece ölçüsü kullanıldı.

-Çok sonraları düz yazıya geçirilmiştir.

İslamiyet'ten Önceki Türk Destanları

Altay Türkleri

   

  • Yaratılış Destanı

   

Türk edebiyatının bilinen ilk destanıdır. Dünyanın ve insanların yaratılışı anlatılır.

   

Saka Destanları

   

  • Alp Er Tunga (MÖ 7.yüzyıl):

   

Türk-İran savaşlarıyla Alp Er Tunga'nın (Efrasyab) yiğitliklerinin anlatıldığı destandır.

   

  • Şu Destanı (MÖ 4. Yüzyıl)

   

Büyük İskender ile Türkler arasındaki savaşların ve hükümdar Şu'nun anlatıldığı bir destandır.

   

Hun-Oğuz Destanları

   

  • Oğuz Kağan Destanı (MÖ 4.yüzyıl)

   

Hun hükümdarı Mete Han'ın Oğuz Kağan kişiliğinde yiğitliklerini, ülkesini genişletip oğulları arasında bölüştüğünü anlatan destandır.

   

  • Attila Destanı

   

Hun hükümdarı Attila'nın 5.yüzyılda yaptığı fetihleri anlatılır.

   

Göktürk Destanları

   

  • Bozkurt Destanı (MÖ 2.yüzyıl)

   

Savaşta yaralanan bir Türk'ün, dışı bir kurt tarafından kurtarılmasını ve Türkler'in zamanla çoğalmasını anlatan bir destandır.

   

  • Ergenekon Destanı (7-8.yüzyıl)

   

Bir yenilgi sonucunda Ergenekon'a çekilen Türkler'in orada çoğalıp bir demir dağını erittikten sonra oradan kurtarılmasını anlatan bir destandır.

   

Uygur Destanları

   

  • Türeyiş Destanı (8-9.yüzyıl)

   

Kurt kılığına giren Tanrı'nın, Hakan'ın üç kızıyla evlenmesi sonucu Uygurlar'ın çoğaldığını anlatır.

   

  • Göç Destanı (8-9.yüzyıl)

   

Türkler'in kutsal taşları olan "Yada"yı Çinlilere vermeleri üzerine, Tanrı tarafından cezalandırmaları; kuraklığın başlaması nedeniyle de göç etmeleri anlatılır. 

Mani Dininin Kabulü Destanı

   

İslamiyet'ten Sonraki Türk Destanları

   

Karahanlı Dönemi

   

  • Satuk Buğra Han Destanı

   

Karahanlı hükümdarı olan Satık Buğra Han'ın insanları İslamiyet'e çağırmasını, ikna olmayanlara kerametler göstermesini, İslâm düşmanlarıyla cenk meydanlarında heybetle savaşılmasını anlatan bir destandır.

   

Kazak-Kırgız

   

  • Manas Destanı

   

Dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı'nda, Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasındaki mücadeleler anlatılır. Destanın başkahramanı olan Manas, İslamiyet'i yaymak için büyük mücadeleler verir. Bu destanda kültür ve inançlara dair bilgilere yer verilir. Destan baştan sona Manas'in kahramanlıklarını anlatır.

   

Türk-Moğol

   

  • Cengiz Han Destanı (Cengizname):

   

Moğol hükümdarı olan Cengiz Han'ın yaşamı, savaşları ve Moğol istilasından sonra Kıpçak bozkırlarında ve eski Uygurlar'ın yaşadığı bölgelerdeki yaşantıları anlatılır.

   

Tatar Kırım

   

  • Timur Destanı

   

Timur Devleti'nin kurucusu olan Timur'un hayatı ve savaşları anlatılır.

   

  • Edige Destanı

   

Altınordu Hanlarından Edige Mirza Bahadır'ın, devleti ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücadeleler anlatılır.

   

Selçuklu-Beylikler-Osmanlı Dönemleri

   

  • Battal Gazi Destanı (Battalname)

   

Battal Gazi'nin İslamiyet'i yayamak için yaptığı mücadeleler anlatılır.

   

  • Danişment Gazi Destanı (Danişmentname)

   

11. Yüzyılda yaşayan Türk devlet adamı Melik Danişment Gazi'nin hayatı, mücadeleleri ve fetihleri anlatılır.

   

  • Köroğlu Destanı

   

Türk dünyasının ortak motiflerinden biri olan Köroğlu'nun hayatı çevresinde oluşmuştur.

   

Köktürk Yazıtları (Orhun Abideleri)

   

-682- 744 yılları arasında varlığını sürdüren İkinci Göktürk devletinin lider kadrosu için, dikilen mezar taşlarıdır.

-8. Yüzyılda dikilmiştir.

-Bugünkü Moğolistan sınırları içinde yer alır.

-Türk dilinin ve edebiyatının bilinen ilk belgeleridir.

-"Türk" kelimesiyle "Türk Milleti" sözünün geçtiği ilk kaynaktır.

-Söylev, siyasetname ve tarih türlerinin ilk örnekleridir.

-38 harfli Göktürk alfabesiyle yazılmıştır.

-Sağdan sola ve yukarıdan aşağıya doğru okunur.

-İlk defa 19. Yüzyılda Wilhelm Thomsen tarafından çözülmüştür.

   

Yazıtlar

   

  • Tonyukuk Yazıtı (720-725)

   

-Tonyukuk, dönemin veziridir.

-Dört yönlü iki taştan oluşur.

-Ölmeden önce kendisi yazıp dikmiştir.

-Ciddi bir üslubu ve yalın bir dili vardır.

-Çin esareti dönemi ve hayatı anlatılır.

   

  • Kül Tigin Yazıtı (732)

   

-Kül Tigin, Bilge Kağa'nın kendisidir.

-Dönemin ordu komutanıdır.

-Bilge Kağan tarafından dikilmiştir.

-Anlatıcı, Bilge Kağan'dır.

-Yazıtın bir yüzü Çince, diğer üç yüzü Türkçedir.

-Coşkulu ve edebi bir dili vardır.

-Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.

-Göktürk tarihinden ve Kül Tigin'in hayatından söz edilmiştir.

   

  • Bilge Kağan Yazıtı (735)

   

-Dönemin hükümdarıdır.

-Oğlu tarafından dikilmiştir.

-Bir yüzü Çince, diğer üç yüzü Türkçedir.

-Bir kısmı "Kül Tigin" Yazıtı ile aynıdır.

-Anlatıcı, Bilge Kağan'dır.

-Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.

-Yazıtta devletin büyüyüp gelişmesi ve Bilge Kağan'ın icraatları anlatılmıştır.

   

  • Uygur Metinleri

   

-744- 840 yılları arasında hüküm süren Uygur devleti dönemine ait metinlerdir.

-Bögü Kağan'ın 762'de mani dinini kabul etmesiyle Uygurlar bu dine geçmiştir.

-Uygurlardan kalan metinlerin büyük kısmı Budizm, Maniheizm gibi dinlerin öğretilerini içerir.

-Bu dönemde kalan metinlerin birçoğu Soğdca ve Farsça'dan çeviridir.

-Türk edebiyatının bilinen ilk şairi, Aprunçur Tigin bu dönemde yaşamıştır.

   

Uygurlardan Kalan Metinler

   

-Irk Bitig (Fal Kitabı) 

-Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın) 

-Altun Yaruk (Altın Işık)

-Kalyanamkara ve Papamkara (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade)​​​​​​​

bottom of page