ERKEN ÇOCUK DÖNEMİNDE ÜNSİYETİN YETİŞKİNLİĞE SİRAYETİ
Çocuklukta BaÄŸlanma ve YetiÅŸkinlik Ä°liÅŸkilerine Etkisi
BaÄŸlanma kuramı hem çocukluk döneminde temel bakım veren-anne ile iliÅŸkiye odaklanırken hem de Freud’dan farklı olarak, yetiÅŸkinlerin sosyal, kültürel ve romantik iliÅŸkilerinde yaÅŸadıkları duygusal, biliÅŸsel ve davranışsal özellikleri anlamak için kullanılan bir modeldir. Freud’a göre bireyin din ve Tanrı imgesi, çocukça saplantılar ve olgunlaÅŸmamış suçluluk duygusundan kaynaklanan, çocukluk ürünü bir yanılsamadan ibarettir ve yetiÅŸkinlik dönemlerinde terk edilir. (Freud, Totem ve Tabu, ss. 179- 193; Freud, Bir Yanılsamanın GeleceÄŸi, ss. 60-76; Ayrıca bkz. DiCenso, a.g.e., ss. 69-74.)
Oysa baÄŸlanma yaÅŸantısı aktif olarak hayat boyunca devam eden doÄŸal bir süreçtir ve yetiÅŸkinlik dönemlerinde de bu süreç terk edilmez. Zaten Bowlby’e göre de baÄŸlanma yaÅŸantısı “beÅŸikten mezara kadar” devam eden bir süreçtir. Vurgulanması gereken önemli bir farklılık da erken psikanalitik düÅŸüncenin anne-çocuk iliÅŸkisini sadece yemek saÄŸlama görevine indirgemesidir. Hâlbuki Bowlby baÄŸlanmayı ayrı bir davranışsal sistem olarak, annenin yiyecek saÄŸlama rolünden bağımsız çok daha önemli psiko-fizyolojik bir sistem olarak görmektedir. BaÄŸlanma kuramı Freud’yen psikanalitik teoriden farklı olarak çok çeÅŸitli kültürlerde test edilmiÅŸ ve kültürlerarası kabul gören bir kuram haline gelmiÅŸtir. BilindiÄŸi gibi Freud ve diÄŸer psikanalistler orta Avrupa kültüründe çakılı kaldıkları ve farkına varmadan bu kültürden yola çıkarak genelleme yaptıkları için defalarca eleÅŸtirilmiÅŸlerdir. Denilebilir ki baÄŸlanma kuramının erken dönem psikanalitik teorilere karşı en önemli avantajı, dünyanın pek çok ülkesinde oldukça fazla psikolog ve psikanalist tarafından çalışılarak ayrım ve farklılıklarının sistematik bir ÅŸekilde analiz edilmesidir. Ayrıca baÄŸlanma araÅŸtırmalarının büyük çoÄŸunluÄŸunun normal saÄŸlıklı bireylere yönelik olması ve patolojik unsurları dışlaması, dini düÅŸünceye de olumlu bir perspektiften bakması bir avantaj olarak düÅŸünülebilir. ÇocuÄŸun ilk baÄŸlandığı kiÅŸi, anne ya da bakıcı, çocuÄŸun karmaşık ve potansiyel bakımdan tehlikeli bir dünyayı keÅŸfedip onun hakkında bilgi edinebilmesini saÄŸlayan emin bir kale; ayrıca, stresli ve acılı dönemlerinde bir rahatlama ve güven tazeleme kaynağıdır.
Bir çocuÄŸun annesi ya da kendisine asıl bakan baÅŸka bir kiÅŸiyle (caregiver) kurduÄŸu ilk baÄŸlanma, hem sonraki iliÅŸkilerin dayandığı temeldir, hem de, daha kapsamlı biçimde, sonraki iliÅŸkilerin kurulup yürütülmesini belirleyen bir iÅŸlerlikli model ya da beklentiler kümesi sunar. (GeniÅŸ bilgi için bkz. Mario Mikulincer, Phillip R. Shaver, Attachment in Adulthood: Structure, Dynamics, and Change, Second Edition, New York/L ondon, The Guilford Press, 2016, ss. 3-27.)
Ä°çsel Çalışan (zihinsel) Modeller Bowlby içsel çalışan modeller kavramını çocukların, dünya ve bu dünya üzerinde kendilerini ve diÄŸer önemli insanları da kapsayan içsel zihinsel algılamalarını tanımlamak için kullanmıştır. BaÄŸlanma sistemine göre, bakıcı ile yinelenen etkileÅŸimler, tepkiler ve yakınlık isteÄŸine karşı bakıcının sergilediÄŸi davranışlar çocuk tarafından içselleÅŸtirilerek kendisi ve diÄŸer insanlar hakkında içsel çalışan modellere (internal working models) dönüÅŸür.
Bowlby, yaÅŸamın ilk yıllarında baÄŸlanma sistemini etkin ve yeterince faaliyete geçirebilmek ya da sonlandırabilmek için çocuÄŸun baÄŸlanma figürüne iliÅŸkin beklentiler geliÅŸtirdiÄŸini söyleyerek bunları da, içsel çalışan modeller olarak tanımlamıştır. (Bowlby, Attachment and Loss: Volume 1, s. 223-230; Bowlby, Attachment and Loss: Volume 3, s. 38-40.)
Buna göre içsel çalışan modeller, “birincil baÄŸlanma figürünün korunma ve destek çaÄŸrılarına karşılık veren ve ulaşılabilir, duyarlı biri olup olmadığı ve çocuÄŸun kendisini, baÄŸlanma figürü tarafından sevilmeye ve yardıma deÄŸer birisi olarak görüp görmediÄŸi ÅŸeklinde birbirini tamamlayan iki farklı nitelikle” tanımlanır. Bu aynı zamanda çocuÄŸun daha sonraki yakın iliÅŸkilerine uyarlayacağı ve kullanacağı ilksel ÅŸemalarıdır. Erken yaÅŸlardaki baÄŸlanma yaÅŸantıları sonucu oluÅŸan içsel çalışan modeller; bireyin kendilik algısını ÅŸekillendirip oluÅŸturmakta, yakın iliÅŸkilere yönelik beklentileri ÅŸekillendirmekte ve bireyin yaÅŸantılarının yorumlanmasına rehberlik etmektedir. (Inge Bretherton, Kristine A. Munholland, The Internal Working Model Construct in Ligth of Contemporaray Neuroimaging Research, Handbook of Attachment: Theory, Research, and Clinical Applications, (ed.) Jude Cassidy - Phillip R. Shaver, Third Edition, The Guilford Press, New York 2016, ss. 63- 84; I. Bretherton, K. E. Grossmann, K. Grossmann, E. Waters, In Pursuitof the Internal Model Costruct and its Relevance to Attachment Relationships, Attachment from Infancy to Adulthood: The Major Longitudinal Studies, (ed.) K. E. Grossmann - K. Grossman - E. Waters, New York, Guilford Press, 2005, ss. 13-47.)
Bowlby’ye göre çocuk, ihtiyacı olduÄŸunda ve kaygı hissettiÄŸinde baÄŸlanma figüründen, anne-veya diÄŸerlerinden destek ve olumlu karşılık görürse; anne veya diÄŸer bakıcıların güvenilir ve duyarlı olduÄŸuna dair bir model geliÅŸtirerek kendisinin de güvenilmeye, korunmaya ve sevilmeye deÄŸer olduÄŸu yolunda zihinsel temsiller geliÅŸtirir. ÇocuÄŸun bakıcıyla bunun aksi bir etkileÅŸimi olduÄŸunda, baÄŸlanma figürünü reddedici olarak, kendi imgesini de güvenilmeye, korunmaya ve sevilmeye deÄŸmez birisi olarak içselleÅŸtirir ve bu modele uygun zihinsel temsiller geliÅŸtirir. (Bowlby, Attachment and Loss: Volume 2, s. 30-52.)
Buna göre çocuÄŸun birincil bakıcılarının çocuk korktuÄŸunda veya sıkıntıda olduÄŸunda yakınında ve ulaşılabilir, çocuÄŸun isteklerine duyarlı, ÅŸefkatli ve sevgiyle karşılık vermesi beklenir. EÄŸer anne çocuk tarafından olumlu bir ÅŸekilde ÅŸekilde sorumlu ve hemen ulaşılabilir olarak algılanırsa, bu çocuk hem kendine yönelik sevgi ve bakımı hak ettiÄŸine dair olumlu, hem de anneye dair onu sevgi dolu, koruyucu ve güvenilir olarak algıladığı içsel çalışan modeller geliÅŸtirecektir.
Bowlby’nin baÄŸlanma sisteminin temel dinamiklerinden olan içsel çalışan modeller baÄŸlanma stillerini de belirleyerek, daha sonraki yakın iliÅŸkilerde düÅŸüncelere, duygulara ve davranışlara yol gösterirler. (M. Mikulincer, O. Gillath Florian, P. R. Shaver, “Activation of the Attachment System in Adulthood: ThreatRelated, Primes Increase the Accessibility of Mental Represesantations of Attachment Figures”, Journal of Personality and Social Psychology, 81, 2002, ss. 1205-1224; M. Mikulincer, G. Birnbaum, D. Woddis, O. Nachmias, “Stress and Accessibility of Proximity-Related Thoughts: Exploring the Normative and Intraindividual Components of Attachment Theory”, Journal of Personality and Social Psychology, 78, ss. 509-523.)
Ä°çsel çalışan modeller genellikle bireyin farkında olmaksızın iÅŸlev gören ve kiÅŸiye baÄŸlanma figürleri ve baÅŸkalarının davranış ve niyetlerine iliÅŸkin yorumda bulunmada rehberlik eden yapılardır. Bu yapılar, çocukluktaki baÄŸlanma deneyimleri ile yetiÅŸkinlikteki duygu ve davranışlar arasındaki sürekliliÄŸin temel kaynakları olarak kabul edilmektedir.